Süleyman Soylu’nun konuya ilişkin kaleme aldığı yazısı şöyle:
“2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı tüm batı cephesine karşı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Yüzyılı iddiasını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ve bir çok önermesini milletin desteğini alarak kazandı.
Peki bugün aniden hararetlenen, telaş içerisinde gerçekleştirilen ve 31 Mart seçim sonuçlarının maliyetini ittifaka çıkartan; Cumhur İttifakı saldırılarının altında ne yatmaktadır?
Siyaset kompleks, karmaşık bir yapı değildir.
İşleyişi, sorunları ve cevapları basittir.
O nedenle Cumhur İttifakı’na yapılan saldırıların nedeni de basittir.
“2028 Seçimleri”
Cumhur İttifakı sarsılmadan, parçalanmadan 2028 seçimlerine varırsa CHP ve Batı cephesinin PKK’nın siyasi kolundan (HDP) desteksiz bir seçimde yüzde elliye ulaşabilmesi mümkün değildir.
2023 seçimlerinde olduğu gibi 2028’de de bu milletin feraseti ülkemizin istikametini belirleyecektir. Bu feraset terör örgütü destekli batı cephesinin hormonladığı ittifaklarla; Millete ve milli devlet ilkesine dayanan altyapısını tamamlamış adım adım Kızıl Elma’ya yürüyen medeniyetimizin ta kendisi olan Cumhur İttifakı arasındaki tercihi ortaya koyacaktır.
Bunu bir çok seçimdir kaçınılmaz son olduğunu görenler Cumhur İttifakı’nı parçalamayı kendilerine öncül hedef seçmişlerdir.
Cumhur İttifakı parçalanamaz ise önümüzdeki seçimler batı cephesi için yine hüsran olacaktır.
Onun için sloganları bildik:
Böl, parçala, yönet
(Üzülerek müşahade ettiğim bir konuda bizim tarafta bazı düşünürlerde 31 Mart seçimlerinin sonuçlarını millete yüklemeye yönelik bir eğilim görüyorum. Bu tarihsel CHP anlayışıdır.Bu hataya düşmemek gerekir. Milletin feraseti sorgulanmamalıdır.)
Bu sebeple bir günah keçisi bulunmalıdır. Cumhur İttifakı…
Batı cephesi destekli operasyonel akıl MHP’yi hedefine alarak ittifakın temellerini sarsmaya iki siyasi partinin tabanlarında da sorgulamalara yol açarak soğukluk hedeflemektedir.
Tuzağı kuranlar Allah’ın tuzağını hesap edemezler.
Ayrıca bu ülkenin ve milletinin özelliklerini de hafife alıyorlar.
Yukarıda belirtmeye çalıştığım öncül hedeflerin ileri aşamadaki planları ise 2028 yolu ile bağlantılıdır.
CHP öncülüğündeki “örtülü ittifak’ için üç aşamalı hedef vardır.
1- MHP’yi Cumhur İttifakından uzaklaştırmak
2- Kent uzlaşısı gibi milleti aldatan bir formülle terör örgütünün desteğini örtülü olarak almak.
3- Mümkünse 50+1 formülünü aşağı çekerek hem HDP’nin açığa çıkmasını engellemek hem ittifak zorunluluğunu ortadan kaldırarak Cumhur İttifakı’nı parçalayarak ayrı ayrı seçime girmelerini teşvik edecek ortamı oluşturmaktır.
Yukarıdaki nedenlerle 50+1 hedefine asla ulaşamayacak CHP temsilciliğindeki batı cephesinin işini yerel seçimlerdeki “Türkiye İttifakı” yüzde 40’ların üzerinde bir oy oranı ile kolaylaştırarak başarıya ulaştırmaktır.
Siyaset mühendisliğinin hesapları darbeler ve olağanüstü demokrasi dışı şartlar hariç tutmamıştır.
Siyaset Millete Milletin verdiği emanetle yapılır. Kendisini Milletten akıllı sananlar her daim yanılırlar. Millete mühendislik dayatarak sonuç alabileceğini düşünenlerde yanılırlar.
Tüm bunların altında ise batı cephesinin üç ana gerekçesi var.
1- Kuzey Suriye’de PYD/PKK devleti
2- Demirtaş Kavala ve benzerlerinin salınması
3- Kıbrıs
Elbetteki Türkiye yükselişinin durdurulması, zayıflatılması ve istenilenlerin yaptırılması.
Batı cephesi için Cumhur İttifakı’nın dağıtılması isteği ertelenemez ve acil…
Türkiye bunların hepsini görüyor ve çok temkinli..
Bunların tamamını Gazze’den, Ukrayna – Rusya savaşından, İran’da olanlardan ve bölgemizdeki istikrarsızlık planlarından bağımsız düşünmemek gerekir.
Son söz
Batı cephesinin ihalesine talip olanlar bu topraklarda bitmez.
Ancak sonları birbirlerine benzer.”